Erişkin çağı periferik lenfadenopatileri: Eksizyonel biyopsi uygulanan 67 hastanın sonuçları
Journal Title: Dicle Tıp Dergisi - Year 2013, Vol 40, Issue 2
Abstract
Amaç: Lenfadenopati pek çok hastalığın ilk bulgusu olabilir. Büyümüş lenf nodlarının etyolojik profili önemli ölçü- de bölgesel farklılıklar gösterebilmektedir. Bu çalışmada kliniğimizde eksizyonel biyopsiyle tanı konmuş periferik lenfadenopatili hastalar incelendi. Yöntemler: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği’nde 5 yıllık dönemde periferik lenfadenopati nedeniyle eksizyonel biyopsi yapılan 67 hastaya ait veriler geriye dönük olarak incelendi. Sonuçlar: Hastaların yaş ortalaması 37,9±15 olup, 29’u (%43,3) erkekti. Eksizyonel biyopsi uygulanan lenfadenopati bölgeleri sıklık sırasına göre aksiller (n=36; %53,7), inguinal (n=22; %32,8) ve servikal bölgeydi (n=9; %13,4). Patolojik incelemede, en sık maligniteler (n=23; %34,3) gözlendi. Maligniteler sıklık sırasına göre non-hodgkin lenfoma (n=11; %16,4), hodgkin lenfoma (n=7; %10,4) ve metastaz (n=5; %7,5) idi. İkinci sıklıkta tüberküloz lenfadenopati (n=20; %29,9) görüldü. Non-spesifik lenfadenit üçüncü sırada (n=19; %28,4) görülmüş olup; reaktif hiperplazi, benign foliküler hiperplazi, ve miksed foliküler hiperplaziyi içermekteydi. Granulomatöz lenfadenit (n=4; %5,9) ve sistemik lupus eritomatozis (n=1; %1,5) en az sayıda görüldü. Malign olgularda lenfadenopati çapı ve generalize lenfadenopati varlığı anlamlı olarak daha fazlaydı. Sonuç: Lenfadenopati tanısı için ince-iğne aspirasyon biyopsisi benign-malign ayrımında yararlı olabilir ancak tanı için yetersizlik durumuyla sık karşılaşılmaktadır. Ayrıca lenfoma tanısı için eksizyonel biyopsi gerekir. Eksizyonel biyopsi, minimal morbidite ve mortalite ile güvenli bir şekilde uygulanabilen bir tanı yöntemidir. Öte yandan, özellikle tüberküloz lenfadenopati olgularında insizyonel biyopsi sinüs ve fistül oluşumuna yol açabildiğinden dolayı kontrendikedir. Anahtar kelimeler: Lenfadenopati, erişkin, eksizyonel biyopsi
Authors and Affiliations
Mesut Gül, İbrahim Aliosmanoğlu, Ahmet Türkoğlu, Sinan Dal, İlhan Taş, Bilsel Baç
Kronik obstruktif akciğer hastalığı ile vitamin D düzeyi arasındaki ilişki
Amaç: Vitamin D eksikliği, solunum fonksiyonlarında bozulma ile ilişkili olabilir. Çalışmamızda Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı (KOAH) hastalarında solunum fonksiyonları, hastalığın şiddeti ve alevlenme sıklığı ile...
Diabetik maküler ödemde subtenon triamsinolon ile kombine fokal lazer fotokoagülasyonun etkinliğinin değerlendirilmesi
Amaç: Bu çalışmanın amacı subtenon triamsinolon (ST) enjeksiyonu ile fokal lazer fotokoagülasyon kombinasyonunun diyabetik maküler ödem (DMÖ)’de etkinlik ve güvenilirliğinin araştırılmasıdır. Gereç ve yöntem: Diyabet...
İnfantil dönemde böbrek yetmezliği gelişen primer hiperokzalüri: İki olgu sunumu
Primer hiperokzalüri (PH), okzalatın aşırı sistemik üretimine yol açan, nadir görülen gliokzalat metabolizma bozukluğudur. Okzalatın aşırı üretimi ve idrarla atılımının artması, tekrarlayan üriner sistem taşları ve ne...
Obstruktif uyku apne sendromunda platelet lenfosit oranı ve nötrofil lenfosit oranı ilişkisi
Giriş: Obstruktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) ile Kardiyovasküler Hastalıklar (KVH) arasında güçlü bir ilişki vardır. Kronik intermittan hipoksi, inflamasyon, oksidatif stres ve endotelyal disfonksiyon OSAS ve KVH arasınd...
A rare cause of neonatal meningitis: Group A streptecocci
Group A Streptococci are rare cause of neonatal meningitis. In this case report, we discussed a case of newborn meningitis caused by Group A beta hemolytic streptococcus under the light of related literature. Twenty f...