Spontan Hemopnömotoraks: 8 Olgunun Analizi
Journal Title: Journal of Clinical and Analytical Medicine - Year 2012, Vol 3, Issue 1
Abstract
Amaç: Spontan hemopnömotoraks akciğer kollapsını takiben visseral ve parietal plevra yaprakları arasında bulunan adezyon bölgelerindeki küçük damarların yırtılması sonucu gelişen nadir bir hastalıktır. Büyük bir spontan hemopnömotoraks sıklıkla hayatı tehdit eder ve tanı ve müdahaledeki gecikmeler mortalite oranını artırabilir. Bu çalışmada travma hikayesi olmaksızın spontan hemopnömotoraks tanısı konulan sekiz olguyu sunduk ve bu hastaların klinik özellikleri ile konservatif ve cerrahi tedavilerinin sonuçlarını tartıştık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2005 ile Eylül 2010 tarihleri arasında kliniğimizde 97 spontan pnömotoraks olgusu tedavi edildi. Sekiz (%8.23) olguda spontan hemopnömotoraks tespit edildi. Olgular cinsiyet, yaş dağılımı, etkilenen bölge, akciğerin kollaps derecesi, klinik bulguları, kanama miktarı, nedenleri, tedavisi ve komplikasyonları açısından değerlendirildiler. Bulgular: Olguların 6’sı (%75) erkek, 2’si kadın (%25) olup, yaş ortalamaları 30.25.±15.75 idi. Hemopnömotoraks 5 (%62.5) olguda sol, 3 (%37.5) olguda sağ tarafta lokalize idi. En sık semptom (%62.5) göğüs ağrısı ve dispne olarak tespit edildi. Tüm olgulara tüp torakostomi uygulandı, 5 (%62.5) olgu tüp torakostomi ile 3 (%37.5) olgu ise video yardımlı torakoskopik cerrahi ile tedavi edildi. Video yardımlı torakoskopik cerrahi yapılan olgularda kanama miktarı 1083.33 ±304.972 ml, tüp toraksotomi ile tedavi edilenlerde 448.2 ±242.572 ml olarak saptandı. Sonuç: Spontan hemopnömotoraks olgularında kapalı tüp torakostomi ilk tercihtir. Tüp torakostomi uygulanan olgularda düzenli hemodinamik monitörizasyon gereklidir. Tüp torakostominin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi tedavide ilk seçenek VATS olabilir ve torakotomi gerekmeyebilir. Erken tanı ve uygun tedavi yaklaşımıyla tam iyileşme görülebilir.
Authors and Affiliations
Ufuk Çobanoğlu, Fuat Sayır, Bünyamin Sertoğullarından, Duygu Mergan, İrfan Aydın
Obez ve Sağlıklı Kişilerde Plazma Konjuge Linoleik Asit Düzeylerinin Araştırılması
Amaç: Obezite, özellikle gelişmiş ülkelerde çok yaygın olan bir sağlık problemidir. Vücutta fazla miktarda yağ dokusunun olması sebebiyle gelişir. Etyolojide birçok faktör sorumlu tutulmaktadır ve tedavi gerektirir. Ko...
Benign Prostat Hiperplazisi Tedavisinde Kullanılan Dört Alfa Blokör Ajanın Etkinliklerinin Karşılaştırılması
Özet Amaç Nodüler hiperplazi olarak da adlandırılan benign prostat hiperplazisi (BPH), orta ve ileri yaştaki erkeklerde görülen prostat boyutlarındaki artış olarak tanımlanmaktadır. Benign prostat hiperplazisi tedavisind...
Investigation of Plasma Conjugated Linoleic Acid Levels in Obese and Healthy Subjects
Aim: Obesity is very widespread health problem especially in developed countries. It occurs due to more body fat accumulation than normal levels, it implicates with many factors in the etiology and it needs to treatmen...
Post-Traumatic Retroperitoneal Hematoma in a Patient with Solitary Kidney and Forgotten Ureteral Stent
Ureteral stents are frequently used in urology practice. If forgotten to be removed, they might lead to recurrent urinary tract infections, hematuria, formation of encrustations and stones and irreversible deterioratio...
Profilaktik Ketamin Uygulamasının Postoperatif Titreme Üzerine Etkisi
Amaç: Ketamin ve meperidin postoperatif titreme tedavisinde etkili ajanlardır. Bu çalışmanın amacı, değişik ketamin dozlarının postoperatif titremeyi önleyici etkisinin plasebo ve meperidine ile karşılaştırılarak araşt...